Zulüm ve adaletsizliğin kol gezdiği hayali bir kasabada, durum o kadar vahimdir ki, Bharathi burayı “Tanrı’nın bile adım atmaya korktuğu Lanka” olarak tanımlar. Bu kasaba, sadece karanlık ilişkilerle elde edilmiş kara paralarla değil, aynı zamanda sokaklarda yatan cansız bedenlerle doludur. Halk çaresizdir, sistem çökmüştür ve hiçbir otorite onlara yardım etmemektedir. İşte tam bu umutsuzluğun ortasında, adaletin timsali olan Jaat ortaya çıkar. Onun gelişi, yalnızca kasabaya değil, aynı zamanda yıllardır bastırılmış hakların yeniden yeşermesi için bir umut olur. Jaat, karanlık güçlerin gölgesindeki bu lanetli topraklara adımını attığında tek bir amacı vardır.