Bir gece yıldırımların şimşek gibi çaktığı ve rüzgârın öfkeyle uğuldadığı bir kış fırtınasında, küçük bir dağ evinde sessizlik hüküm sürdü. İçeride, yıllardır süregelen bir kâbusun sona erişini planlayan bir kadın vardı. Adı Nora idi. Gözlerindeki kederle yanan ateşi, yıllarca süren tacizin izleriyle besleniyordu. Kocası Greg, dışarıda fırtınanın ortasında kaybolmuş gibiydi, ancak Nora için fırtına asıl korkunç olanı içinde saklıyordu. Yıllardır sessizliğini koruyan bir plan, bu gece hayata geçecekti. Karın beyaz sessizliği, Nora'nın kalbindeki kararlılığı yansıtıyordu. Greg'in geri dönüşü, fırtınanın şiddetiyle orantılı olarak yaklaşıyordu.