Felaketin ardından hayatta kalan son kişi, terk edilmiş şehirlerin arasında dolaşırken geçmişin fısıltıları kulaklarında yankılanır. Eski hatalar ve yaşanmış acılar, boş sokaklarda ona eşlik eden hayaletlere dönüşmüştür. Kendi gölgesi bile artık bir tehdit gibi görünürken, deliliğin sınırında bir savaşa girer. Zihninde taşıdığı bu hayaletler ona geçmişi sorgulatırken, dışarıdaki sessizliğin altında bir başka tehdit filizlenmektedir. Günler geçtikçe, kapısının önünde ona bakan bir çift göz hisseder; bilinmeyen bir varlık her an bir adım daha yakınlaşır. Yalnızlık ve korku içinde, kapısının ardında ne olduğunu öğrenmekten başka çaresi kalmaz.
